Politic

Bükreş’te 15 TEMMUZ Demokrasi ve Milli Birlik etkinlikleri

Bükreş Büyükelçisi Füsun Aramaz, Bükreş’te düzenlenen Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinliğinde konuştu:

“Saygıdeğer vatandaşlarımız,

Türk ve Tatar soydaş toplumumuzun mümtaz temsilcileri,

Değerli basın mensupları,

Bugün, köklü Türk devlet tarihinin en karanlık anlarından birinin beşinci yıldönümünü anmak üzere Bükreş’te bir araya geldik.

Beş yıl önce bugün yaşanan karanlık ve çok tehlikeli girişim, halkımızın millet olma bilinci ve demokratik refleksleri sayesinde akim bırakılmıştır. Kadim Türk milleti, asırlara dayanan anayasal ve kurumsal birikimini meydanlarda ve sokaklarda canı pahasına korumuştur. Milletimiz demokratik olgunluğunu, dünyaya örnek sunacak bir deneyime tahvil etmiştir.

15 Temmuz 2016, bir yandan devletimizin ve kurumlarımızın içine uzun yıllara yayılarak planlı biçimde yerleştirilen bir suç şebekesinin hadsizliğini ortaya koymuş, diğer yandan çağdaş devlet ve toplum düzenleri içinde benzerine az rastlanacak bir sivil direniş örneğini üretmiştir.

Yıllardır amaçlarına ulaşmak için ülke içinde toplum ve kamu düzenini oluşturan her alanda hiçbir hukuksuzluktan kaçınmayan FETÖ örgütlenmesi, nihayet devleti anayasal düzeni yıkmak suretiyle tamamen ele geçirme emeline ulaşmak için alenen terörizme başvurmaktan çekinmeyeceğini 15 Temmuz darbe girişimiyle ortaya koymuştur. Sivil halka ateş açmaya ve Parlamentoyu bombalamaya kadar varacak bu hadsizlik şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakâr duruşuyla bastırılmıştır.

Devletimize ve anayasal düzenimize kasteden bu girişim, etraflı, katmanlı ve geniş kapsamlı bir saldırıdır. FETÖ mensupları, müridi oldukları ve kutsal dinimizi kullanarak devlet içinde kendine bağlı bir casuslar yapılanması inşa eden sapkın tarikat lideri tarafından bizzat ifade edilen biçimde “kimseye varlıklarını fark ettirmeden, sistemin damarları içinde hareket etmişler” ve “aşama aşama vücudun hayati organlarını ele geçiren bir virüs gibi” “önemli güç merkezlerine” erişmişlerdir. Yapılanmalarını derinleştirmek ve karşılarında duran gerçek ve tüzel bütün kişileri ortadan kaldırmak için mutad hale getirdikleri yöntemler arasında gasp, yasadışı dinleme, şantaj, haraç, uydurulmuş delillerle sahte yargılamalar, devlet sınavlarına giriş sorularının çalınması ilk akla gelenlerdir.

Kanlı ve menfur darbe girişimi, Fethullahçı Terör Örgütünün maskesini tamamen düşürmüş; inanç ortaklığı ve eğitim faaliyetleri, hayır işleri ve sözde kültür etkinlikleri kisvesi altında yaygınlaştırdığı sinsi yapılanmanın arkasındaki karanlık ve yıkıcı yapıyı bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir. Örgütün pervasız saldırısını her kesimden ve bütün zümrelerden vatan ortak paydasında bir araya gelen Türk milleti boşa çıkarmıştır. 15 Temmuz’u bu nedenle her yıl “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” olarak idrak ediyoruz.

251 vatandaşımızın şehit olması ve ikibinden fazla insanımızın yaralanmasıyla sonuçlanan bu hain saldırı şehit ve gazilerimizin vatanseverlikleri ve cesareti sayesinde akim bırakıldı. 15 Temmuz şehitleri canlarını ülkemizin geleceği için verdiler. Şehitlerimize milletçe minnet ve şükran borçluyuz.

Değerli konuklar,

FETÖ’yü ve arz ettiği tehdidi en sağlıklı şekilde irdeleyebilmek ve kavramak, örgütün küresel ilişkiler ağının bir parçası ve ürünü olarak değerlendirmekle mümkündür. 1970’lerden itibaren eğitim ve hayır işleri görüntüsü altında başlayan örgüt yapılanması adım adım gizli bir operasyonel yapıya dönüşmüştür. Gizlilik ilkesi etrafında ve hücre tipi terör oluşumlarında olduğu gibi üyelerine “kod adları” vererek yapılanan FETÖ, riyakârlık, gizlilik ve ketumiyet üzerine kurulu yeni nesil bir terör örgütü ve istikrar ve güvenliğe karşı güncel bir asimetrik tehdit modeli olarak ortaya çıkmıştır.

FETÖ’yle mücadelemiz ülkemizde ve yurtdışında devam etmektedir. Mücadelemizin en önemli boyutunu genç kuşakların akılcı düşünceyle yetişmeye devam etmesi oluşturmaktadır.

15 Temmuz’dan çıkardığımız başlıca ders, Yirmibirinci Yüzyıla layık, fikri hür, irfanı hür, anlayışı hür kuşaklar yetiştirilmesine katkı sunacak, bilim ve aydınlanmanın önderliğinde her türlü putlaştırmayı reddeden bireyleri yeniden topluma kazandırmaktır.

Bu kapsamda memnuniyet verici adımlar ve ümit verici gelişmeleri bu vesileyle sizlerle paylaşmak istiyorum.

Türkiye Maarif Vakfı 20 ülkede FETÖ bağlantılı okulları devralmış bulunmaktadır. Vakıf, aralarında Romanya’nın da bulunduğu 26 ülkede 129 yeni okul açmış bulunmaktadır. Tüm dünyada halihazırda 350’ye yakın sayıda okul ve 12 eğitim merkezi devralınmış veya açılmıştır. Türkiye Maarif Vakfı’nın halıhazırda 52 ülkede temsilcisi ve 104 ülkeyle resmi teması bulunmaktadır.

Bu doğrultuda Bükreş Uluslararası Maarif Okulu da ikinci eğitim-öğretim yılını başarıyla tamamlamış bulunmaktadır. Okulumuz; faaliyete geçtiği ilk yıl pandemi koşullarıyla karşılaşmasına rağmen eğitimin sürekliliği ilkesini sağlık güvenliğinden ve kamu yararına alınan önlemlerden taviz vermeden birleştirmeyi başarmış ve gerek Bükreş’teki her kesim nezdinde, gerek ülke genelinde haklı takdir toplamıştır.

Uluslararası Maarif Okullarının önümüzdeki günlerde, Köstence’de yeni şubesinin faaliyete geçmeye hazırlandığını müjdelemek istiyorum. Okulumuzun Köstence’de de faaliyete geçmesi, soydaş toplumumuzla tarihi ve kültürel gönül bağlarımızı taçlandıracak, dost ve müttefik Romanya’yla en önemli dostluk köprümüzü daha da güçlendirecektir.

Uluslararası Bükreş Maarif Okuluna daha nice başarılı yıllar ve bu çatı altında edindikleri değerli nitelikler sayesinde değerli dostumuz ve güvenilir komşumuz Romanya’nın aydınlık geleceğine gözalıcı ufuklar ekleyecek parlak mezunlar diliyorum.

Bu vesileyle, Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma etkinliğimizi Büyükelçiliğimizle işbirliği halinde düzenleyen ve faaliyetleriyle iftihar ettiğimiz Yunus Emre Enstitüsü ve TİKA Bükreş Program Koordinasyon Ofisi’ne de teşekkür ediyorum.

15 Temmuz darbe girişiminin beşinci yıldönümünde o gece demokrasimizin güç, olgunluk ve sebat sınavından başarıyla çıkmasını sağlayan bütün şehitlerimizi saygıyla, şükranla ve rahmetle anıyorum.

Şehitlerimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik kazanımlarını her ne pahasına olursa olsun koruyacağını tarihe not düşmüşlerdir.

15 Temmuz 2016 sivil direnişi, milli egemenlik ilkesi üzerine inşa edilen Cumhuriyetimizin temellerinin ne kadar sağlam olduğunu göstermiştir. Büyük Atatürk’ün ilan ettiği üzere ilelebet payidar kalacaktır.

Hepinize teşekkür ederim.”